Hakkımda

Fotoğrafım
İçinden geldiği yöne gitmek , düşünmeden yazmak hiç kolay değildir.. İçinden geçenlerin şerefine...

2 Şubat 2013 Cumartesi

Nefes...

En sevdiği yer 6.kattaki boktan bir asansörü olan itici, korkunç görünümlü iki odalı evinin penceresiydi. Sadece pencereden baktığın da, gördüğün de, hissettiğin de huzur vardı. Yağmur yağdığın da başını uzatır ve yüzünün ıslanmasına izin verirdi. Bu çok hoşuna giderdi. Nefes almanın iyi geldiğini öğrenmişti. Kişisel gelişime merak sarmıştı ve kendini huzurlu, iyi hissetmek istediğin de evinin en çok sevdiği hatta tek sevdiği bölümüne gidiyor, pencereyi açıyor ve derin nefesler çekiyordu. Kısa ama etkili bir huzur hazzıydı yaşadığı. Ve şanslıydı. Binanın karşısın da yakın temasta binalar falan yoktu, meraklı insan kafaları yoktu. Onlar çok uzakta kalıyorlardı. Koskocaman dünya önün de serili ve oda bu dünyanın efendisi gibiydi. Yine kar yağıyordu O gün.Penceresini açtı, yüzüne kar tanecikleri dokundu, ağzıyla yakalamaya çalıştı. Sonra derin derin nefesler aldı. Tatmin olmuştu işte. Huzur Denizi'nin için de yüzüyordu. O anlık hissettiği rahatlık paha biçilmezdi.. Üşümek zevke dönüşmüştü. Ama yine huzurunu birazdan kaçıracak birşey yaptı. Annesini yanına çağırdı. Aynı huzuru, iyiliği, rahatlığı, şifalanmayı onun da yaşamasını birlikte paylaşmayı dileyerek sende gözlerini kapat, kafanı pencereden dışarı uzat ve nefes al dedi. Annesi kafasını pencereden dışarı birtürlü uzatamadı. Tedirgindi. Nefes almayı da beceremedi. Gözlerini ise birtürlü kapatamıyordu. Kar taneleri ne yüzüne dokundu nede huzurlu o güzel anın içinde olabildi. Ve kızdı. Bu saçma şeyi yapmaya çalışmasına sinirlendi. Birlikte paylaşılması en kolay, en bedava en huzurlu anı bile yaşayamadılar.. Bazen böyledir hayat minicik anlar da saklıdır.. Böyle anların için de kaybolmanın tadı bir başkadır.. Hele Birde paylaşılırsa...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder